Yapay Zeka İçerik Üretimi ve Metin Yazarları için 5 Adımlı Rekabet Rehberi

yapay zeka vs metin yazarı

Yapay Zeka İçerik Üretimi vs Metin Yazarı

 

Yapay zeka içerik üretimi ilk başlarda bireyler tarafından veri toplama ve değerlendirmenin bir yolu olarak görülüyordu. Bu da yazarlar için asla bir tehdit olarak algılanmıyordu. Çünkü yapay zekanın ilk yaptıkları tamamen “sol beyin” işleriydi. Lakin daha sonra devreye daha “sağ beyinli” bir zekanın ürünü olan çalışmalar da girdi.

Yani bu ne demek?

Yapay zeka artık sadece biz insanların uğraşmak istemediği veri odaklı işleri yapmak için kullanmak yerine, bir zamanlar yazarlar ve metin yazarları gibi içerik üreticilerin yaptığı işleri de üretiyor. Şu anda yapay zeka tarafından oluşturulan içerik dünyada ses getirmiş ve dikkat çekmiş durumda. Peki bu yaratıcı yazarlar için ne anlama geliyor?

İşinizin geleceği için endişe duyuyor olabilirsiniz. Özellikle de yazmak sizin için bir tutkuysa ve bugüne dek kazancınızın önemli bir kısmını bu tutkunuz üzerinden elde ettiyseniz, kaygılanmanız normal.

Ama iyi haberlerim var.

Bu konuda ilk konuşan ben değilim, roman – hikaye yazarları, yaratıcı yazarlar gibi pek çok profesyonel bu konuda görüş belirtiyor ve bir sonraki adımlarınıza dair fikirler veriyorlar.

Bu makalede kendi özgün yazılarınızı güçlendirmek için kullanmak üzere bu yeni yapay zeka akımından en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olmak için öğrendiğim beş adımı paylaşıyorum.

Yapay Zeka İçerik Üretimi Nedir?

 

Yapay zeka içerik üretimi en basit ifadeyle makineler tarafından oluşturulan içeriktir.

Daha geniş bir ifadeyle ise yapay zeka tarafından oluşturulan içerik, geleneksel içerik oluşturma yerine insan girdilerine dayalı olarak makine öğrenimi tarafından oluşturulan metinleri veya tasarımları tanımlar. Uzun biçimli makalelerden Meta (Instagram ve Facebook) reklam metinlerine kadar her şeyin oluşturulmasını içerebilir.

Gelirinizin çoğunluğunu metin yazarlığı işleri, satış ve reklam metinleri yazmak oluşturuyorsa yukarıdaki tanım sizi tedirgin edebilir. Ama gelin, çok fazla endişelenmeden önce yapay zekaya aslında neyin güç verdiğini tartışalım.

Yapay zeka tarafından oluşturulan içerik, derin öğrenme ve makine öğrenmesi süreçleri tarafından oluşturulan, değiştirilen, geliştirilen metinleri, görüntüleri, videoları veya sesleri içerir.

Bu da bizi “Generative AI” yani “üretken yapay zeka” kavramına götürüyor. Üretken yapay zeka, metin, görüntü, ses ve sentetik veriler dahil olmak üzere çeşitli içerik türleri üretebilen türden bir yapay zeka teknolojisidir.

Üretken yapay zeka konusuna dair son zamanlarda artan heyecan, birkaç saniye içinde kaliteli metin, grafik ve videolar oluşturmaya yönelik yeni kullanıcı arayüzlerinin basitliğinden kaynaklanıyor.

Evet, sentetik veri dedik, o halde sentetik veri nedir? Sentetik veri, sıfırdan oluşturulan değil yapay olarak üretilen bilgidir.

Tamam, çok fazla kavram ortaya çıkıyor biliyorum, ama amacım kafanızı karıştırmak değil. Bu kavramları en baştan size vermekteki amacım az sonra anlatacaklarımı daha net bir şekilde anlamanız. Merak etmeyin, olabildiğince basit şekilde açıklayacağım.

Bir şeyi “üretmek” yani İngilizcedeki söylenişiyle “produce” etmek, en az iki bileşeni bir araya getirerek yapmak anlamına gelirken, “create” yani oluşturmak ise bir şeyin sıfırdan ortaya çıkmasına neden olmak anlamına gelir.

Yapay zeka içeriğini güçlü kılan nedir?

 

Yapay zeka içerik oluşturma araçlarına daha derinlemesine bakarsanız, yapay zeka destekli içeriğin daha önce yazılmış olanlardan yararlanılarak yazıldığını hemen göreceksiniz. Yapay zeka yazarı, halihazırda internette yayınlanmış olan içerikten yararlanır ve ardından bu içeriği öngörülen kelimeler, ifadeler ve cümlelerle devam ettirir.

Bu ne anlama geliyor? Çok basit: Bu içeriğin kontrol edilmesi ve elden geçirilmesi gerekiyor.

Jerry Kelly, Forbes’ta yakın zamanda yayınlanan bir makalede şöyle demiş: “Yapay zeka içerik oluşturucuları insanların yerini almayacak ama yazarları kaliteli içerik sunma konusunda daha verimli hale getirebilecektir.”

Takip ettiğim deneyimli bir Amerikalı metin yazarı ise bu konuda şunları anlatıyor:

Yakın zamanda bir yapay zeka yazma eğitimine katıldım. Bir içerik üreticisi olarak bu aracı daha iyi anlamak için bir oturumd yer aldım. Eğitmen bana anahtar kelimelerimi seçmemi, onları yerleştirmemi ve yapay zekanın blogumu yazacağını söyledi.

“Peki blog yazısına yazar olarak kimin adını koyacağım?” dedim.

“Kendi adını” diye yanıtladı ve ekledi: “Ancak başka biriyle aynı anahtar kelimeleri kullanırsan makaleleriniz birbirine benzer görünecektir.”

O zaman şöyle düşündüm: Yazmadığım bir şeyden övgü almak ister miyim? Yazılarımın diğer yazarların içeriklerine benzemesini ister miyim? 

Bu oturum beni yapay zekanın ne olduğu ve işimi nasıl etkileyebileceği konusunda daha derinlemesine incelemeye yöneltti.

Daha fazlasını öğrendikçe fark ettiğim ilk ana husus şu oldu: Yapay zeka içerik üretimi, fikirleri halihazırda internetteki metinlerden alıyorsa, yapay zeka tarafından oluşturulan makaleler sürecin doğası gereği aynı görünmeye başlayacaktır.

Böylece yapay zekanın oluşturduğu içerik fikirlerinin benzerliği bana en sevdiğim ünlüleri hatırlattı. Neden mi? 

Yapay zeka tarafından oluşturulan metinler, güzellik trendlerine ayak uydurmak için sürekli estetik ameliyatı geçiren ünlülerle çarpıcı bir benzerliğe sahip. İster yanak yağının alınması olsun ister diğer çeşitli ameliyatlar olsun, günümüzün ünlüleri özgün bireylerden çok klonlara benziyorlar.

Elbette genç kalmaya -ya da en azından genç görünmeye- çalışmak amacıyla yüzünü gerdirmek herkesin kendi tercihidir, buna lafımız yok, ama geçici trendlere aldırmayan ve bunun yerine kendi kişisel görünümlerini ve markalarını koruyan ünlüler çok daha özgün ve doğal kalıyorlar.

Yazılarımda benzersiz ses tonumu, tarzımı ve fikirlerimi oluşturmak için harcadığım yılları düşününce, aklımda iki fikir belirdi:

  • Yazılarımın başkalarınınki gibi görünmesini istemiyorum. Öne çıkmasını istiyorum çünkü o oluşturduğum tonun her yerinde benim markam var.
  • Yapay zekanın “yazmam için beni işe almak” yerine yayınlanmış olan içeriğimden yararlanmasını istemiyorum.

Peki cevap nedir? İşte size yazarlık kariyerinizi sürdürmekle kalmayıp bu alanda gelişmeye çalışırken sizi cesaretlendirecek kısa bir kılavuz.

İçerik Yazarları Kılavuzu: İşinizi Koruyun ve Gelişmeye Devam Edin

yapay zeka içerik üretimi ile nasıl rekabet edebilirsiniz

Evet sevgili metin yazarları, içerik üreticileri ve editörler… Sizi görüyorum, anlıyorum. Yazmayı seviyorsunuz ve yazarak para kazanmak yoluyla mevcut işinizden aldığınız maaşa ek bir gelir elde etmek istiyorsunuz. Hatta 9-6 mesai yapmak yerine sadece yazarak geçinmek istiyorsunuz. Belki de zaten içerik üreterek para kazanıyorsunuzdur. Ama artık yapay zekanın özgün ve kaliteli içerik ürettiği söyleniyor… Peki acaba gerçekten “özgün” mü?

1. Kusursuz Olmayın, Doğal Olun ve Kendi Hikayelerinizi Yazın

 

Evet, yapay zeka çeşitli kaynaklardan bilgi alıyor olabilir ama kendi hayatınız hakkında gerçek yazılar yazabilecek tek kişi sizsiniz. Yani kendi deneyimlerinizden yazarsanız, kendi hikayelerinizi anlatırsanız bunları kimse kaynak olarak alamaz. Çünkü hala size ait olurlar. YZ ya sizden bahsetmek zorunda kalacak, ya da bu kaynağı es geçecektir.

Ben kişisel hissettiren ve bir hikaye anlatan içerikleri seviyorum. Ve işin gerçeği şu: Hepimiz seviyoruz! Sadece bilgiler vermekten ibaret içerikler yerine, gerçek yaşam deneyimleriyle süslenmiş hikayelerle daha fazla bağlantı kuruyoruz.

İster yazıyor ister video çekiyor olun, kendi yaşam deneyimlerinizi paylaşmak insanlarda gerçekten yankı uyandırabilir. Bunun nedeni hepimizin insan olması ve birbirimizin zayıf yönleriyle ilişki kurabiliyor olmamızdır. Ben de çevremde olup bitenlerden, düşündüklerimden etkileniyorum.

Evet sevgili yazarlar, kendi deneyimlerinizden yola çıkarak yazmanızı ve kitlenizle bağlantı kurmaya çalışmanızı tavsiye ediyorum. Böylece içeriğiniz hem daha etkili olduğu için daha çok ilgi görür, hem de hayatları değiştirme gücüne sahip olur.

2. Yaratıcı Olun: Kolay Yolu Takip Etmeyin, Yeni Bir Yol Oluşturun

 

Yapay zeka yazma araçları internette mevcut içeriği kullanır ve yeni materyal oluşturmak için çalışması doğal dil işleme (NLP) yöntemine dayanır. Ama bunun bir dezavantajı var: Yapay zeka tarafından oluşturulan içerik hep belli kalıpları takip ediyor ve tahmin edilebiliyor. Dorie Clark ve Tomas Chamorro-Premuzic, Harvard Business Review makalelerinde bunu şöyle açıklıyorlar:

“YZ mikro düzeyde faydalıdır: ‘teşekkür’ kelimesinin ardından çoğunlukla ‘ederim’ gelir. Ancak makro düzeyde, önerileri homojenleşme eğilimindedir ve bunlar ortalama bir vatandaşın bilgeliği seviyesindedir; bu da pek bilge olmadığının göstergesidir.”

Robert Frost bir zamanlar şu ikonik cümleyi yazmıştı: “Bir ormanda yol ikiye ayrıldı ve… ben daha az geçilmiş olan yolu seçtim ve tüm farkı bu yarattı.” Yazılarınızda fark yaratın. Tahmin edilebilir yolu seçmeyin. Bunun yerine kendinize yeni bir yol oluşturun.

3. Kendinizi Bir Kanaat Önderi Olarak Konumlandırın

 

Her içerik üreticisinin belli bir dereceye kadar daha önce yapılmış işlerden fikir ve içerik çıkarması gerekir. Bunu yüzlerce yıllık bir hikaye yapısı olarak düşünün: Başlangıç, Zirve, Son. Daha sonra hikayelere hakim olan temaları düşünün: Kahramanın yolculuğu, olgunluğa erişmesi, iyiye karşı kötü, aşk, intikam, hayatta kalma vb.

Kreatif beyinler olarak halihazırda yapılmış olanlardan ilham alıyoruz. Bu yeni yapay zeka tarafından oluşturulan içerik akımında, halihazırda yaygın olarak bilinen bilgileri geri dönüştürmek yerine, kendinizi alanınızda bir kanaat önderi / otorite olarak göstermeyi seçin.

İkinci başlıktakine benzer şekilde, halihazırda bilinenlerden yola çıkarak yeni keşiflerinizi paylaşın.

4. Kaliteye Değer Veren Müşteriler Arayın

 

Yapay zeka içerik üretimi ile rekabet etmek isteyen ve kendinizi tanıtmaya çalışan bir yazarsanız, tanınmış yayınlarda konuk yazarlık fırsatlarını bulmak zordur. Güvenilirliğiniz henüz kanıtlanmamış olduğu için.. Ayrıca birçok markalı yayın nicelikten ziyade kaliteye değer verir.

Yalnızca tanıdıkları kişilerin yazdığı kaliteli makaleleri yayınlamak istedikleri için her öneriyi kabul etmiyorlar. Üst düzey müşteriler adınızı bilmedikleri sürece yazılarınızın kalitesini bilemezler.

Kendi yazma işiniz söz konusu olduğunda siz de bu zihniyeti kullanın. Yapay zekanın hızlı ama öngörülebilir içeriği yerine benzersiz, formüle edilmiş içeriğin kalitesine değer veren müşterileri arayın. Yazarlar için markalaşmak hiç bu kadar önemli olmamıştı.

5. İnsanlığın Gücünü Kullanın

 

İnsanlar konuların kişisel, insani yönleriyle bağlantı kurarlar. Edebiyatta kullanılan klasik ‘pathos’lardır.

İnsanlığın gücü nedir? Bağlantıdır. Yani duygusal bağ. Sosyal yakınlık güç getirir.

Yazarlığa ilk başladığımda çok satan yazarların eğitimlerini alma şansım olmuştu. O yıllarda edindiğim en büyük çıkarımlardan biri bize öğrettikleri “iyi yazmanın kuralları” değil, kişisel teşvikleriydi. Yaratıcı yazmanın bazen kendileri için bile göz korkutucu olduğunu anlatıyorlardı.

Yaratıcı sürecin arkasındaki duyguyu anlayan birinden tavsiye almak çok değerlidir. Bizler insanız, bu yüzden her zaman bir değişim içerisindeyiz. Her zaman bir şeyler yapmanın yeni yollarını öğreniyoruz. İnsan olmanın getirdiği kırılganlık ve zayıflık ile ilgili bir yerlerden yazdığımda, okurlarımın yazdıklarımla çok daha derin bir bağ kurduğunu görmüşümdür.

İlgili yazı: Metin Yazarı ve Yapay Zeka İlişkisi: Dost muyuz Düşman mı?

Sonuç: Trendlere Tepki Vermeyin, Trendi Belirleyin

 

İşleri kolaylaştıran taktiklere ve araçlara her zaman yer var; örneğin markalar ve ajanslar yeni bir formatta benzer içerik oluşturmak için yapay zekayı kullanabilirler. Ama içerik üreten yapay zeka araçları ortaya çıktığından beri gördük ki; orijinal yazıya hala büyük bir ihtiyaç var. Bakın, durağan bir ortamda değil, sürekli değişen, sürekli gelişen bir dünyada yaşıyoruz. İnsanın “özgünlüğü” burada devreye giriyor.

İş psikolojisi ve pazarlama stratejisi profesörü iki uzman, makalelerinde şöyle diyorlar: “Bir tür ‘otomatik tamamlama’ şeklinde üretilen bu içeriklere izin verdiğimizde, özgünlük ve benzersizlikten biraz feragat ediyoruz. Yapay zekanın tahminlerini bizi daha öngörülebilir kılan, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüştürüyoruz.”

GPT-4 fikir oluşturma ve ilk taslaklar için güçlü bir araç olsa da, bir marka öne çıkmak istiyorsa, bazen onun önerdiğinin tersini yapması gerekir, çünkü böylece geleneksel düşünceye karşı çıkmış olur. Tıpkı bazı şirketlerin basmakalıp “kurumsal söylemin” müşterileri uzaklaştırdığını fark etmesi gibi, herkes yapay zekaya yönelirken biz de kendimiz gibi görünmenin ve kendi kişiliğimizi, rastlantısallığımızı ve öngörülemezliğimizi benimsemenin avantajını keşfedebiliriz.

Yazarlık kariyerinizin sorumluluğunu üstlenmek ve dalgalanan bir sektörde özgün konumunuzu bulmak size kalmış olsa da, şunu unutmayın: Size ihtiyaç var! Yapay zeka içerik üretimi ne kadar gelişirse gelişsin, ne kadar yaygınlaşırsa yaygınlaşsın, size hala ve her zaman ihtiyaç var. Çünkü özel metinlerde insan dokunuşu daima en önemli farkı yaratıyor olacak. Yazılarınızda size yardımcı olması için mümkün olduğunca yazılım kullanın, lâkin orijinal kalmayı unutmayın. Yazar sizsiniz ve önemli olan sizin sesinizdir.

Yorum Yaz