Mail Bülteni 22 Mayıs 2022 – Sonu Sürprizli Hikaye

mail bülteni metin yazarlığı

Önce tanıdık bir hikaye…

 

Oğlan kızla tanışır. Âşık olurlar. Oğlan kızı kaybeder. Oğlan (ve bazen de kız) birçok sahnede berbat bir haldedir. Sonunda yeniden kavuşurlar. Evlenirler.

İşte sayısız kitap ve filmin klasik hikâyesi. Peki burada hikayeyi ilginç kılan nedir?

Nasıl ve neden ayrı düştükleri ile yeniden bir araya gelmek için ne yaptıkları.

Peki hikaye şu biçimde gelişseydi ne kadar ilginç olabilirdi:

Oğlan kızla tanışır. Aşık olurlar. Evlenirler.

En iyi ihtimalle ‘dayanılmaz şekilde sıkıcı’ olurdu, değil mi? Çok sıradan ve bilindik bir hikâyenin satılmaya çalışılması. İngilizcede bunun adı ‘klasik propagandadır’.

İlk seyircileri/okurları buna para verdiği için kızar, kimseye tavsiye etmez, ardından da kimse bunu satın almazdı.

 

Bunun işimizle ne ilgisi var? Söyleyelim efendim.

 

Ne yazık ki bugün birçok pazarlamacının ve içerik yazarının hergün yaptığı klasik propaganda tam olarak budur:

“İşte ürünümüz. Harika bir ürün. Şu kadar insan onu beğeniyor. Hadi şimdi siz de ürünlerimizden satın alın.”

Bu klasik propaganda biçimi sadece yazıda da değil, her yerde uygulanıyor; videolar ve tüm diğer yayın materyallerinde.

Web siteni, blog yazılarını, videolarını ve tüm diğer yayınlarını sıkıcı olmaktan nasıl kurtarabilirsin? Daha da ötesi onları nasıl ilginç hale getirirsin? Okumaya devam et…

 

“Pazarlama harika içerik yayınlamakla alakalıdır.”

 

Bu ve buna benzer açıklamaları kaç defa duydun veya okudun? Belki onlarca defa, belki de hiç! Ama bugün dünyadaki her pazarlama profesyoneli ve girişimci bu temel gerçekliği biliyor ve kabul ediyor. Haliyle benim seni bu konuda daha fazla ikna etmeye çalışmam gereksiz olur.

Çünkü senin de yeterince biliyor olduğunu kabul ediyorum.

Öyleyse soru şu:

Sen bunu kendi işin için ne kadar uyguluyorsun?

Soruyu genişletebiliriz. Web siten ve online mecradaki tüm diğer varlık alanların için ne yapıyor ve ne kadar profesyonel yaklaşıyorsun? İçeriklerin ne kadar kaliteli ve ne kadar ‘harika’? Sana ne kadar getirisi var?..

Lütfen şunu unutma sevgili arkadaşım…

İster çorap sat, ister psikolojik danışmanlık, ister bitkisel ürünler ya da dijital pazarlama hizmetleri… Ne sattığının önemi yok.

Eğer bir web siten varsa sen bir yayıncısın; sosyal medyada isen pazarlama sektöründesin demektir. Bu da şu anlama geliyor: Hepimiz pazarlama mesajımızı verebilmek için kelimelerimize güvenmek durumundayız. Yani hepimizin yazarlıkla bir ilişkisi var ve olmak zorunda.

İçeriklerin yönettiği online dünyada hepimiz bir şekilde yazarız. Peki ama yazı artık ne kadar önemli? Kısacık mesajların, resimlerin, GIF’lerin, Twitter gündemlerinin, Instagram görsellerinin, YouTube videolarının hâkim olduğu deforme olmuş bir dünyada yazıya odaklanmak akıllıca mı yoksa gereksiz mi?

Sana söyleyeyim; aslında yazı şimdi her zamankinden daha fazla önemli.

Online dünyada kelimelerimiz bizim temsilcilerimizdir; müşterilerimize bizim kim olduğumuzu anlatabilecek en iyi araçtır sözcükler.

Yazdıklarımız sayesinde akıllı veya aptal gibi görünebiliriz. Yazı bizi eğlenceli veya samimi, yetkili, güçlü veya güvenilir yapabilir. Aynı zamanda yine yazdıklarımız sebebiyle monoton, sıkıcı ve hatta itici olarak da algılanabiliriz. Bu her durumda geçerlidir; uzun bir makalede de, bir ‘hakkımızda’ veya varış/satış sayfasında da (landing page), bir ‘slideshare’ dizisinde de yazsanız aynı etkiyi verirsiniz.

Öyleyse hedef kitlene ve müşterilerinin kalbine ulaşmak için;

kelimeleri doğru seçerek,

VE onlarla empati kurarak,

VE dürüstçe,

VE samimi bir şekilde,

VE ekonomik yazmalısın.

Bu da bir beceriye daha fazla özen göstermen ve değer katman gerektiği anlamına geliyor; içerik pazarlamasında sık sık gözden kaçırılan bir beceri:

 

Metin Yazarlığı!

 

Yani iyi yazma ve en doğru hikâyeyi, en doğru biçimde, çok çok iyi anlatma becerisi.

Yazıda iletişimi iyi kurabilmek sadece güzel bir şey değildir; gereklidir de. Ve bu tüm içerik pazarlaması çalışmamızın en unutulmaması gereken köşe taşıdır. Hedef ve gayretlerimizin karşılığını verebilecek unsurdur.

Ben senin okurlarının, takipçilerinin ve hedef kitlenin, senin sözlerinden daha fazla keyif almalarını istiyorum. Ve açıkçası senin de bu sözlerle biraz gurur duymanı istiyorum. Fakat bunun olması için bir gerçeği kabullenmen gerekiyor:

Başta da ifade etmeye çalıştığım gibi, online sözcüklerin, bu dünyadaki varlığının temsilcisidir. Web sitendeki makaleler, başlıklar, sosyal medyadaki sözlerin, metinlerin ve hepsinden de önemlisi ‘hikâyen’ senin temsilcindir. Müşterilerine gösterdiğin yüzündür. Senin (ve işletmenin) kim olduğunu onlara anlatan en önemli araçlardır.

Seni sevip sevmeyeceklerine, seni seçip seçmeyeceklerine ve hatta sana güvenip güvenmeyeceklerine karar vermelerini sağlayan… ve neticede sana para verip vermeyeceklerini belirleyen en temel unsurdur internette yayınladığın yazılar.

Öyleyse bu kadar önemli bir yapı taşı olan metinleri elde etmek için ilk bakışta iki seçeneğin var gibi görünüyor:

  1. Sekreterine, elemanlarına, komşunun ‘eli kalem tutan akıllı’ oğluna, “siteyi de yaparız, yazıları da yazarız abi” diyen tasarımcına, ucuza freelance işler sunan platformlarda ‘her şeyden biraz yaparak’ harçlık çıkaran öğrencilere yazdırmak…
  2. Hergün yazan ve sadece ‘yazmaya odaklanmış’, metin ve makale yazarlığında uzmanlaşmış, içerik pazarlamasının inceliklerini bilen, kelimeleri kullanmayı ve doğru hikâye anlatmayı becerebilen, pazarlama sürecini başından sonuna yönetebilme yetisindeki profesyonel bir yazarla çalışmak…

Birinci seçenek ilk anda yapmaktan kaçındığın bir yatırımı, daha büyük zararlar olarak sana geri döndürür. Mantıksız.

İkinci seçenek ise yeterince büyük bir işe sahipsen doğru ve mantıklı bir yaklaşım. Ancak tüm içeriklerin için sürekli dışarıdan bir profesyonel ile çalışmak da özellikle işini yeni kuruyorsan senin için epey masraflı olacaktır.

Şu halde senin için üçüncü ve çok daha mantıklı bir seçenek söyleyeceğim:

Kendine yatırım yapmak ve metin yazmayı öğrenmek.

 

Evet.

Tüm online içeriğin için uygulanabilir, pratik ve sonuç odaklı kurallarla yazabilirsin. Ana sayfa, varış sayfası gibi web sitesi sayfaların, satış metinlerin, bloglar, e-postalar, reklamların ve promosyonların, ürün tanıtımların, Facebook, Instagram, Twitter, LinkedIn ve diğer sosyal medya yayınların ve tüm güncellemelerin için…

İster küçük ve orta ölçekli bir işletme ol ister büyük bir marka, ister networker, istersen bir freelancer (fotoğrafçı, tasarımcı, eğitmen, danışman vs.) ol, istersen de ürünlerini bir blog üzerinden pazarlamak isteyen bir girişimci. Metin yazarlığı becerisi elde ettiğinde sadece içeriklerini oluşturmak için değil, dijital pazarlama çalışmalarının her alanında kâra geçmeye başlarsın.

Ve sürpriz…

Sonunda kararımı verdim ve biraz da kendimi baskı altına almak için taahhütümü de yaptım:

2 Eylül 2022’de, yani bundan tam 103 gün sonra bir “Metin Yazarlığı Masterclass” eğitimi yayınlıyorum. Evet 103 gün çok kısa bir zaman değil belki ve “bunu neden daha bugünden duyuruyorsun ki?” diye düşünüyor olabilirsin. Haklı da olabilirsin.

Ama dediğim gibi bu bir adanma. Zira uzun zamandan beri böyle bir eğitimi çıkarmak istiyor ama hep diğer işlerin önüne çekmekte zorlanıyordum. Artık kendime daha fazla erteleme şansı bırakmamak adına bunu böyle bir tarihle birlikte açıklıyorum.

Hem bakma sen daha Eylül’e üç ay olduğuna, göz açıp kapayıncaya kadar geçer gider zaman. Öyle bir geçer zaman ki… şarkısı geldi aklıma hemen 🙂

Ve bir de bakmışız o gün gelmiş. Tabii erken açıklamamın başka faydaları da var.

Bir kere sen de kendini o zamana hazırlayabilirsin. Programını buna göre ayarlayabilir, bütçeni ayırabilirsin. Fena mı? (Ayda binlerce/on binlerce lira kazanmanı sağlayacak bir eğitim pek de ucuz olmayacak, bu bir gerçek.) Bence bunun için bile şimdiden öğrenmiş olmakta fayda var.

Benden uzunca zamandır “hocam yok mu bir eğitim faydalansak artık” diye bekleyenler… Kendinizi o tarihe adayabilir ve “tamam, eylülde metin yazarlığını öğreniyorum” diyebilirsiniz.

Peki neden 1 Eylül değil de 2 Eylül? Hiç, çok özel bir sebebi yok. Sadece açılış doğum günümde olsun bari dedim. 🙂

Bunun gerçekten sıkı bir eğitim olmasını istiyorum. Türkiye’de muadili olmayan, çok kapsamlı, donanımlı bir eğitim olacak. O yüzden buna bir Masterclass diyorum. Ve içini dolduracağım.

Sadece yazma becerilerini geliştirmekle kalmayacak, doğru bir yaklaşımla hareket etmeyi de öğreneceksin. Önce hedeflerini ve isteklerini netleştirecek, sonra ihtiyaçlarını ve yapılması gerekenleri belirleyecek, bundan sonra da içerik takvimini olması gerektiği şekilde planlayacaksın.

Böylece metinlerini profesyonel bir pazarlama ve satış uzmanı gibi yazabileceksin. Harika!

Bir daha da dışarıdan bir metin yazarına yüksek paralar ödemek zorunda kalmayacaksın. Ya da ekibinden birilerine bu eğitimi aldıracak ve senin için mükemmel metinler yazmalarını sağlayacaksın. Her halükarda çok iyi yatırım!

Mail bülteni abonelerimin lansman fiyatı vb konularda öncelikli olacağını söylememe gerek yok tabii. Eğitimi “umuma” açmadan önce buradan size sunacağım. Hem ilk alanlardan olacak, herkesten önce öğrenmeye başlayacak, hem de senden sonra satın alacak olan herkesten çok daha ucuza almış olacaksın.

Neyse, uzun bir yazı oldu ha? Bugünlük bu kadar yeter. Nasıl olsa bu eğitimle ilgili daha çok konuşuruz ilerleyen haftalarda.

Üşenmedim ve geçen haftaki mailimden sonra bana geri dönüş yapan herkese ücretsiz hediyesini tek tek özel maillerle yolladım:

“Blog Yazarının Rehberi: Başarılı ve kazandıran bir blog için tavsiyeler”

adlı tam 27 sayfalık dolu dolu bilgi içeren bir ekitap.

“Aaa, bunu ben de istiyorum” diyenler hâlâ bana yazabilirler. Tek yapmanız gereken “reply/yanıtla” butonuna tıklayıp bu maile bir cevap yazmak. İster sadece “merhaba” ya da “ekitabı istiyorum” deyin, isterseniz hayat hikayenizi, kariyer yolculuğunuzu, hayal ve hedeflerinizi, benden beklentilerinizi anlatın. Biliyorsunuz, sizden gelen mailleri okumayı çok seviyorum. Gerçekten ne anlatır, ne yazarsanız keyifle okurum.

O halde bir sonraki yazışmamızda görüşmek üzere.

Sevgiler,
Yahya.

Mail lsitesine katılmak için buraya tıklayabilirsin.

Yorum Yaz