Rakipleriniz çok fazla. Ve onlar da harıl harıl çalışıyorlar. Bu iş şansa bırakılmayacak kadar ciddi. Reklamınızda dünyaları anlatmak istiyorsunuz ama sadece saniyeleriniz var. Ve bu kısıtlı süre içerisinde yapmanız gereken önemli şeyler var:
Potansiyel müşterinizin dikkatini çekmek, ilgi duymasını sağlamak ve merak ettirmek. Bunu başarabildiğiniz ilk aşamadan sonra da “eylem çağrınıza” cevap vermesini sağlamanız gerekiyor:
- Tıklatmak
- devamını okutmak
- seyrettirmek
- abone olmasını sağlamak
- kaydolmasını sağlamak
- belki sipariş vermesini sağlamak
Bunları yapmakta başarılı olamadığınız her bir reklamda para kaybetmek bir yana, reklamı görüp de ilgi göstermeyen -hatta daha kötüsü reklamınızı beğenmeyen- her bir potansiyel müşteriyi de kaybediyorsunuz. Kelimelerle dans etme ve etkileme sanatına hakim olmanız gerekiyor. Bu konuda kaygılanmakta haklısınız.
Nitekim bütçenizi gösterişli binaların bilmem kaçıncı katında konuşlanmış ve onlarca çalışanının ücretini çıkarmak zorunda olan afilli reklam ajanslarının astronomik ücretleriyle eritmek istemiyorsunuz.
Süslü, havalı reklamlar için tonla para ve zaman ayırıp bekledikten sonra, sonunda sadece “ama insanlar çok sevdi” diye bir geri bildirim almak ‘işinize’ yaramaz. Sonuç veren reklamlara ihtiyacınız var.
Sonuç veren reklamlar için hedef kitlenizle duygusal bağ kurmalı, onları etkilemeli ve bu etkilenmenin sonucu olarak da satış yapmalısınız.
Öyleyse artık kaygılanmayı bırakın ve Yahya Karaoğulları ile çalışın. Bütçe, zamanlama, virallik ve duygusal / fiziksel her türlü etkileşim açısından en iyi çıktıları alacağınız reklam fikirleri ve metinlerinin tadını çıkarın.